Dubai: Beyaz yakalıların yeni evi

Dubai: Beyaz yakalıların yeni evi

October 29, 2025 5 dakika okuma

Dubai’de Yaşam: Beyaz Yakalıların Yeni Evi

Dubai kısa bir süre içinde balıkçı kasabasından dünyanın önde gelen ticaret, finans ve lüks merkezlerinden birine dönüştü. Şehrin nüfusu 2011 yılından beri iki katına çıktı. Burada yaşayan her 10 kişiden yalnızca biri yerli, geri kalanı ise çalışmak için gelen yabancılar. Özellikle son yıllarda beyaz yakalıların ve emlak yatırım yapan profesyonellerin sayısı hızla arttı. Bu yazıda Dubai'nin bu dönüşümünü, ekonomik modelini, yarattığı fırsatları ve karanlık yanlarını adım adım inceliyorum.

Nasıl başladı? Petrole dayanan ani zenginlikten stratejik yatırımlara

1960'lara kadar Dubai küçük bir balıkçı kasabasıydı. Bölgedeki diğer yerlerde olduğu gibi burada da petrol bulundu, ancak rezervler komşularındaki kadar geniş değildi. 1971'de İngiltere'nin himayesinden çıkıp Birleşik Arap Emirlikleri kuruldu. Yeni gelen yönetim, özellikle Şeyh Reşit bin Seyyid El Maktum, petrole dayalı zenginliğin uzun sürmeyeceğini gördü ve eldeki gelirleri altyapı ile emlak konut yatırımlarına yönlendirdi.

Bu strateji hızlı gerçekleşti. Yollar, havalimanları, oteller inşa edildi. Cebel Ali Limanı kuruldu ve liman etrafı gümrüksüz bölge ilan edildi. Yabancı şirketlere sınırsız ithalat ve ihracat imkanları sağlandı. Havalimanı genişletildi ve Emirates Hava Yolları kuruldu. Petrolün rolü azalırken küresel ticaret, inşaat ve Dubai emlak sektörü büyümenin iki ana dinamosu oldu.

Uploaded image

Vergisiz ekonomi, serbest bölgeler ve yatırım için cazibe

Dubai'nin en cezbedici özelliklerinden biri vergisizliği. Kişi gelir vergisi yok, sermaye kazancı vergisi yok, mülke yönelik vergi yok. Bu politika beyaz yakalıları, yatırımcıları ve Dubai satılık ev arayan uluslararası alıcıları çekti. Son 5 yılda merkezi Dubai olan şirket sayısı yüzde 152 arttı. 2016'dan bu yana şehirdeki üniversite mezunu sayısı neredeyse iki katına çıktı.

Vergi avantajlarının yanında serbest bölgeler kurularak şirketler için özelleşmiş düzenleme ve teşvikler sunuldu. Bu bölgeler sektöre özel işleyişe sahip, vergi avantajları veriyor ve uluslararası şirketleri kendine çekiyor. Örneklerden biri Dubai Çoklu Emtia Merkezi. Küresel altın ticaretinin yaklaşık beşte biri buradan geçiyor. Teknoloji, finans ve diğer pek çok sektörde benzer serbest bölgeler bulunuyor.

Niçin beyaz yakalılar Dubai'yi tercih ediyor?

Yüksek maaş ve sıfır gelir vergisi.


Güvenli bir şehir olması.


Lüks yaşam, alışveriş, restoranlar, eğlence ve kültür imkanları.

Uluslararası havalimanı ve küresel ulaşım kolaylığı.

Tüm bunlar Dubai'de yaşamı hem profesyoneller hem de yatırımcılar için cazip hale getiriyor. Özellikle son dönemde artan Dubai ev ilanları arasında, hem konforlu yaşam hem de yüksek kira getirisi sunan projelere olan ilgi hızla yükseliyor.

İnşaat, gösteriş ve global marka imajı

1990'lardan itibaren Dubai'de gökdelenler ve mega projeler belirmeye başladı. Son 20 yılda 150'den fazla dev bina inşa edildi. Suni adalar, Palm gibi kumdan şekiller, stadyumlar ve gösterişli emlak konut projeleri şehrin simgesi haline geldi. Bu projeleri inşa etmek için milyonlarca işçi çalıştı ve bu iş gücünün çoğu yabancılardan oluştu.

Turizm ve havacılık da hızlı büyüdü. Dubai Uluslararası Havaalanı küresel yolcu trafiğinde dünyanın en yoğun havalimanlarından biri ve geçen yıl 92 milyon yolcuya hizmet verdi. 2024 yılında Dubai, dünya genelinde en çok ziyaret edilen 7. şehir arasındaydı. Marka algısı, lüks şehir görüntüleri ve influencer kültürü ile giderek güçleniyor.

İşgücü yapısı: Beyaz yakalılar, ultra zenginler ve göçmen işçiler

Dubai nüfusunun yüzde 90'ından fazlası yabancı. Bu nüfus içinde iki çok farklı grup öne çıkıyor. Birincisi beyaz yakalılar ve uluslararası şirket çalışanları. İkincisi ise çoğunluğu Hindistan, Pakistan ve Bangladeş gibi ülkelerden gelen inşaat ve vasıfsız işçiler. Ülkenin iş gücünün yaklaşık yüzde 95'i göçmen işçilerden oluşuyor.

Bu dönüşümün karanlık yüzü var. Göçmen işçiler genellikle aracılar aracılığıyla getiriliyor, pasaportlarına el konuluyor ve söz verilen ücretin altında maaşlarla uzun saatler çalıştırılıyorlar. Kafala sistemi olarak bilinen düzenleme, işverenlere vize sponsoru olarak geniş kontrol yetkisi veriyor. Uluslararası insan hakları örgütleri bu durumu modern kölelik olarak tanımlıyor.

Uploaded image

Gayrimenkul, rant ve zenginlerin servet koruma aracı

İnşaat sektörü yarattığı rantla yerel sermayedarları ve kraliyet ailesini zenginleştirdi. Dubai emlak piyasasında gayrimenkul vergisi olmadığı için ultra zenginler Dubai üzerinden servetlerini koruyabiliyor. Bu durum hem yerli aktörlere hem de yabancı yatırımcılara kazanç fırsatı sundu. Dubai satılık ev ilanları bu nedenle yalnızca barınma değil, aynı zamanda uzun vadeli emlak yatırım aracı olarak görülüyor.

Model taklit edilebilir mi? Denemeler ve başarısız projeler

Dubai modelinin çekirdeği açık: serbest bölgeler, vergi muafiyetleri, iş yapmayı kolaylaştıran düzenlemeler ve büyük altyapı yatırımlarıyla yabancı sermaye çekmek. Bu model birçok ülkenin ilgisini çekti ve taklit edilmeye çalışıldı. Ancak uygulamada zorluklar ortaya çıktı.

Pop şarkıcısı Akon'un 2018'de Senegal'de duyurduğu Akon City projesi örneklerinden biri. Proje büyük vaatlerle ilan edildi ancak yıllar ve kaynaklara rağmen ilerleme kaydedilemedi. Hindistan, Sri Lanka, Nijerya, Gürcistan gibi yerlerde benzer “sıfırdan gelecek şehir” projeleri planlandı ve çoğu tıkandı. Temel problem genelde aynı: önce şehir inşa edilmiş olmalı, sonra yatırım gelir. Birçok proje ise önce yatırım çekme vaadiyle ortaya çıktı ve başarısız oldu.

Bölgesel rekabet ve uzun dönem riskleri

Körfezde petrolün tükenme riski yalnızca Dubai'nin sorunu değil. Suudi Arabistan, Katar ve Bahreyn gibi ülkeler de ekonomilerini dönüştürmeye çalışıyor ve Dubai modeli onlar için bir referans. Suudi Arabistan'ın Vision 2030 gibi programları bu çabaya örnek.

Dubai'nin en büyük kırılganlığı yabancı sermayeye olan bağımlılığı. Petrol gelirleri sınırlı olduğundan yabancı yatırım ve insan kaynağı şehrin varlık nedeni. Bölgedeki alternatif merkezler veya küresel yatırım eğilimlerinde bir değişim olursa Dubai ciddi ekonomik bir sınavla karşılaşabilir. Buna karşılık emirlik yönetimi bunu biliyor ve geleceğe yönelik büyük hedefler belirledi. 8,7 trilyon dolarlık bir ekonomi planı ile Dubai ekonomisini 10 yıl içinde ikiye katlamayı ve şehri dünyanın ekonomi merkezi haline getirmeyi hedefliyorlar.

Gezegenin yeni finans merkezlerinden biri mi, yoksa kırılgan bir balon mu?

Dubai, petrole dayalı ani zenginliğini stratejik yatırımlarla kalıcı hale getirmeyi başardı. Vergisiz ekonomi, serbest bölgeler, mega projeler ve marka inşası sayesinde beyaz yakalıları, ultra zenginleri ve uluslararası şirketleri çekmeyi başardı. Buna karşılık bu başarı ciddi sosyal maliyetler ve uzun dönemli riskler içeriyor.

Göçmen işçilerin ağır sömürüsü, Kafala sistemi ve ekonomik modelin yabancı sermayeye bağımlılığı sürdürülebilirlik açısından soru işaretleri oluşturuyor. Ancak tüm bu faktörlere rağmen Dubai'de yaşam, modern altyapısı, güçlü emlak konut piyasası ve uluslararası iş fırsatlarıyla yatırımcılar için cazibesini koruyor.